Tasarrufun İptaliYargıtay Kararları

Davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği

Davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği- Aracı borçluya satan şahsın, kendi adına hiçbir satış işlemi yapılmamışsa davada taraf sıfatının olmadığı- Dava konusu aracın satın alan şahıs ve diğer şahıslar yönünden davacıdan, bu şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK’nun 283/2 maddesine göre bedele dönüştürüp dönüştürmediğinin sorulmamasının bozma sebebi olduğu-

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalı borçlu … hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu … plakalı aracını mal kaçırma amacı ile diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı borçlu, aracı davalı …’dan aldığını, bedelini ödeyemeyince aracı iade ettiğini muvazaanın olmadığını belirtmiştir.

Davalı …, aracın bedeli ödenmediğinden, geri alındığını belirtmiştir.

Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

Mahkemece, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ).

İİK.nun 282. maddesi gereğince tasarrufun iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buna göre borçlu ile onunla hukuki muamelede bulunun kişi zorunlu hasım konumundadır.

İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.

Somut olayda, dava konusu araç 01.07.2011 tarihinde borçlu tarafından davalı …’dan satın alınmış, 12.10.2011 tarihinde davalı …’e satılmış, o 09.01.2012 tarihinde davalı …’ya, o da 21.05.2012 tarihinde davalı …’e, 24.05.2012 tarihinde yeniden M. satın almış, 05.11.2012 tarihinde dava dışı … onun tarafındanda 04.03.2015 tarihinde … , devamında … , … ve … isimli şahıslara satılmıştır.

Buna göre, davalı … aracı borçluya satan şahıs olup, kendi adına hiçbir satış işlemi yapılmadığından taraf sıfatı yoktur.Ancak dava konusu aracın … satın alan … ve diğer … , devamında … , … ve … isimli şahıslar yönünden davacıdan bu şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK’nun 283/2 maddesine göre bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorulmamıştır.

Yapılacak iş, davacıdan anılan şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK’nun 283/2 maddesine göre bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak, davaya dahilleri istenildiğinde, taraf teşkilini tamamlamak aksi durumda ise bedele dönüşme halinde davalıların İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalini gerektirecek yakınlık, tanışıklık borçlunun mali durumunu bilme gibi unsurların varlığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

17. HD. 03.03.2020 T.  E: 2018/4073, K: 2449

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu