Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz YoluYargıtay Kararları

Hamile düzenlenmiş senedin geçersizliği- Lehtar cirosunun bulunmaması-

Somut olayda takibin dayanağı olan hamiline düzenlenmiş senedin bono vasfında olmadığı- Senet arkasında alacaklının imzası var ise de; takibe dayanak senette lehtar ve dolayısı ile lehtarın cirosu bulunmadığından senet arkasında imzası olan alacaklının yetkili hamil olmadığı- Bu belgenin İİK’nun 68. maddesi kapsamında kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren belge niteliğine sahip olmadığı-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğüne yaptığı borca itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine yapılan başvuruda, İlk Derece Mahkemesi’nce talebin kısmen kabul kısmen reddi ile itirazın kısmen kaldırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurduğu ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf isteminin esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.

Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 688/5. maddesi gereğince bonoda lehtarın ad ve soyadının bulunması zorunlu olup, gerçek veya tüzel kişi isminin lehdar olarak gösterilmemesi durumunda bu belge bono niteliğinde kabul edilemez.

Somut olayda; takip dayanağının hamiline düzenlenmiş senet olduğu ve bu suretle bono vasfında olmadığı görülmektedir. Senet arkasında alacaklının imzası var ise de; takibe dayanak senette lehtar ve dolayısı ile lehtarın cirosu bulunmadığından senet arkasında imzası olan alacaklının yetkili hamil olmadığının ve bu belgenin İİK’nun 68. maddesi kapsamında kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren belge niteliğinde bulunmadığının kabulü gerekir.

O halde İlk Derece Mahkemesi’nce; itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’ nin 08.9.2021 tarih ve 2020/2492 E. – 2021/2214 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 23.6.2020 tarih 2019/1390 E. – 2020/669 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 24.03.2022 T. E: 2021/11102, K: 3894

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu