11. Hukuk Dairesi2022 Yılıİlamsız İcra

Faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında taraflar arasında düzenlenen protokol hükümlerinin uygulanması-

Faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında, mahkemece taraflar arasında düzenlenen protokol hükümleri uyarınca malların davalı tarafa teslim edildiğinin kabulü ile, yine anılan protokolde belirtilen malların taban satış bedeli de göz önünde bulundurularak davacının davalıya teslim etmiş olduğu malların toplam tutarı belirlenip, protokol hükümleri gereğince davalının alacağı indirilmek suretiyle davacının bakiye alacağının kalıp kalmadığının belirlenmesi gerektiği-

Taraflar arasında görülen davada Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.12.2020 tarih ve 2019/268 E. – 2020/296 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Atanur Yağmurcu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı borçlunun davacı şirketten 25.11.2014 tarihinde aldığı 5500 adet Maxim Roll-On isimli ürünü sahibi olduğu eczanede ve ortağı olduğu şirketin internet mağazalarında sattığını, ancak davacı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine davacı şirketin davalı şirkete fatura düzenlediğini ancak yine de alacağını tahsil edememesi nedeniyle Sakarya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4191 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı şirketin faturaya konu malların taraflar arasındaki protokol dışında başka bir satış akdine konu ettiğini ve söz konusu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, takibe dayanak faturadaki malların teslim edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davanın dayanağı 01.08.2015 tarih ve 183480 numaralı irsaliyeli faturanın düzenlendiği ancak davalı tarafın defterlerinde düzenlenen faturaya ilişkin bir mal alışının gözükmediği, irsaliyeli faturada ürünlerin kime teslim edildiğinin belirtilmediği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbirini doğrulamadığının sabit olduğu, ticari alım satımlarda satıcı malın teslimini alıcı bedelin ödendiğini ispat etmek zorunda olduğu, davacı tarafından faturada yazılı olan malları kime teslim edildiğini ispatlayamadığı, davalı kendisine malların teslim edilmediğini savunduğuna ve davacı malların tamamını ayıpsız şekilde alıcıya ispat edemediğine göre düzenlenen faturanın tek başına teslimi ispatlamaya yeterli olmadığı, davalı ticari defterleri ve protokol değerlendirildiğinde protokolün düzenlenmesindeki amacın ve teslim edilen 5500 adet ürünün davacının borcu olan 145.000,00 TL için teminat verildiği gerekçesiyle davanın reddine, davacının takip açmasında kötü niyeti ispatlanmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, mahkemece, davacı tarafından faturada yazılı olan malları alıcıya teslim edildiğini ispat edemediği bu nedenle faturanın tek başına teslimi ispata yeterli olmadığı ve taraflar arasında düzenlenen protokolün amacının teslim edilen 5500 adet ürünün davacının borcu olan 145.000.- TL için verilen teminata ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkemece uyulan Kapatılan 19. Hukuk Dairesi’nin 13.16.2019 tarih ve 2018/1965 Esas, 2019/3775 Karar sayılı karar düzeltme istemin kabulü sonucu oluşturulan bozma ilamında, dosya içerisinde bulunan ve her iki tarafın kabulünde olan 25.11.2014 tarihli protokole göre fatura konusu malların davalıya teslim edildiği, malların teslim edilmesi karşısında mahkemece protokol hükümleri değerlendirilmek sureti ile özellikle protokolün 3.5 maddesindeki, ürünlerin taban birim satış bedeline ilişkin hüküm de dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle davacı alacağının var olup olmadığının tespiti gerektiği, mahkemece anılan bu protokol hükümleri dikkate alınmadan malların teslim edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece, Yargıtay Kapatılan 19. Hukuk Dairesi’nin karar düzeltme sonucu oluşan bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma kararı gerekleri yerine getirilmeden davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda bozma kararında da açıklandığı üzere, mahkemece taraflar arasında düzenlenen 25.11.2014 tarihli protokol hükümleri uyarınca malların davalı tarafa teslim edildiğinin kabulü gerektiği, yine anılan protokolde belirtildiği üzere, protokolun 3.5 maddesinde malların taban satış bedelide göz önünde bulundurularak davacının davalıya teslim etmiş olduğu malların toplam tutarı belirlenip, protokol hükümleri gereğince davalının alacağı indirilmek suretiyle davacının bakiye alacağının kalıp kalmadığının belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı ve yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

11. HD. 10.05.2022 T. E: 2021/1681, K: 3698

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu