İflasYargıtay Kararları

İşçilik alacaklarına yönelik iflas sıra cetvelinde kayıt kabul-

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, yasal bir düzenleme olmamasına karşın Yargıtayca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almış olup, bu indirimin, fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda uygulanacağı- İflasın açılmasıyla, İİK’nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bunun ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödeneceği ve “kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına” karar verilmesi yeterli olacağından iflas tarihinden sonra faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı- İİK’nın 206/4. maddesi uyarınca, dava konusu işçilik alacağının imtiyazlı olarak iflas sıra cetveline kaydedilebilmesi için, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğması gerektiği; davaya konu fazla mesai alacaklarının iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacak yönünden birinci sıraya, kalan fazla mesai alacağının ise 4. sıraya yazılacak şekilde tespiti ile buna göre karar verilmesi gerektiği-
—————————————————————————————————————————–
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin 09.12.2009 ile 27.02.2014 tarihleri arasında davalı müflis şirkette aylık 1.569,43 TL brüt maaş ile çalıştığını, müflis şirkette haftanın 6 günü saat 08:00 ile 18:30 arası bilfiil çalıştığını, haftalık çalışma saati öğlen bir saatlik dinlenme haricinde toplam 9,5*6=57 saat çalıştığını, 57-45=12 saat haftalık fazla mesai ücretinin bugüne kadar ödenmediğini, iflas dosyasında alacak kaydı yapan işçilerin aynı yönde beyanda bulunduklarını, müvekkilin fazla mesai alacağı dışındaki diğer alacakları kabul edilerek sıra cetveline kaydedildiğini, müvekkilinin fazla mesaisi ücretinin iflas idaresi tarafından reddedildiğini ileri sürerek, 26.468,44 TL alacaklarının kayıt kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili, iflas idaresinin davacı hakkında verdiği ret kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı müflis şirketin iflas tarihi itibari ile davacının fazla mesai ücreti alacağının 19.165,85 TL olduğu ve 1.sırada kayıt ve kabul edilmesinin uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 19.165,85 TL alacağın 1. sıraya kaydedilmesine, alacağın iflas tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiz hesabına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının fazla mesai ücretinin haftalık 12 saat üzerinden hesaplandığı görülmüştür. Benzer nitelikte bulunan … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/.. E., 2016/.. K. sayılı dosyasında davacının tanıklık yaptığı, beyanında haftalık fazla mesai süresinin 9 saat olduğunu belirttiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, aynı döneme ilişkin birbirinden farklı fazla mesai süresinin belirlenmesinin doğru olmadığı gözetilerek, fazla mesai süresinin 9 saat üzerinden kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, işçinin fazla mesai alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai alacağının tanık beyanlarına göre hesaplandığı açıkça belirtilmesine rağmen hakkaniyet indirimi yapılmaksızın hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- İİK’nın 195/1. maddesi “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmünü içermektedir. Anılan madde uyarınca ancak iflas tarihine kadar doğan iflas alacağı ve fer’ileri ile takip masraflarının kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekir. İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacakların muaccel hale geleceği ve iflasın açıldığı tarihe kadar belirlenecek alacak masaya yazılır. İİK’nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Bu nedenle iflas tarihinden sonra faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- İİK’nın 206/4. maddesi, birinci sıraya; “İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,..” alacaklarının kayıt edileceği hükmünü içerir. Bu nedenle dava konusu işçilik alacağının imtiyazlı olarak iflas sıra cetveline kaydedilebilmesi için, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğması gerekmektedir.Somut olayda mahkemece, davaya konu fazla mesai alacaklarının iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacak yönünden birinci sıraya, kalan fazla mesai alacağının ise 4. sıraya yazılacak şekilde tespiti ile buna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
4-Bozma nedenlerine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1,2 ve 3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenlerine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
15. HD. 14.04.2021 T. E: 807, K: 1663

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu