Bölge Adliye Mah. Kararlarıİhtiyati HacizTasarrufun İptali

İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu

İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkrası hükmüne göre hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı, tasarrufun iptali davasının şartlarının yargılama aşamasında mahkemece değerlendirilecek olması gözetildiğinde tasarrufa konu taşınmaz hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinde ve teminatın taktirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, ilk derece mahkemesince ara kararda belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ihtiyati haciz şartları somut olayda bulunduğundan itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu-

Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/730 esas sayılı 08/03/2021 Tarihli ara kararı aleyhine davalı Z.K. vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı davalı borçlu hakkında İstanbul 3 İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas, İstanbul 3 İcra Müdürlüğünün 2020/13398 Esas sayılı dosyalarında icra takibi yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, davalı A.Ç.’in adına kayıtlı Şanlıurfa H.iye İlçesi M.ca Köyü 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalı M.U.’a, 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazını Z.K.’a sattığını belirterek tasarrufun iptali ve taşınmazlar kaydına temanatsız ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.

Davalı A.Ç. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davada dava değeri olarak 2.000.000.00 TL olarak gösterilmesine rağmen, tasarrufun iptaline konu İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… esas sayılı ve İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyalarında kesin acil vesikası alınmadan ve icra dosyaları, yapılan hacizler, müvekkillinin ve akrabaları adına gayrimenküllere konulan hacizlerin hiç bir şekilde incelenmeden 10.000.00 TL gibi çok düşük bir teminat karşısında konulan tedbirin kabul edilemeyecek olduğunu ve bu sebeple konulan ihtiyati hacze itirazda bulunduklarını, haksız ve yersiz açılan davada dava konusu Şanlıurfa ili M.ca Köyü 139/1 parsel  ve H.iye İlçesi, M.ca Köyü; 123 Ada 1 Parsel üzerine konulan İhtiyati haczin kaldırılmasını, mahkememiz tarafından konulan ihtiyati haczin devamı durumunda dava değerinin % 50 inden aşağı olmamak üzere teminat alınması talep etmiştir.

Davalı M.U. vekilinin cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça açılan davada dava değeri olarak 2.000.000.00 Tl olarak gösterilmesine rağmen, dava dilekçesi ekinde tasarrufun iptaline konu İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/13396 esas sayılı dosyası, İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/13398 esas sayılı dosyalarında kesin acil vesikası alınmadan ve icra dosyaları incelenmeden ve icra dosyalarında yapılan hacizler, gayrimenküllere konulan hacizler hiç bir şekilde incelenmeden 10.000.00 TL gibi açılan davanın belirtilen rakamları karşısında 10.000.00 TL gibi çok düşük bir teminat karşısında konulan tedbirin kabul edilemeyecek olup bu sebeple konulan ihtiyati hacze itiraz ettiklerini ve kaldırılmasını talep ettiklerini belirtmiştir.

Davalı Z.K.’un cevap dilekçesi ile, dava değerinin %50’sinden aşağı olmamak üzere teminat ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

Mahkemece devam eden yargılama sırasında 08/03/2021 tarihli ara kararında özetle; İİK.’nun Kanunu’nun 281/2. maddesinde “Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki, davanın, elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez” hükmü yer almaktadır. Anılan yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında, inceleme konusu talebin nev-i ve niteliği ile dosya kapsamı gözetildiğinde, ihtiyati haciz verilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin talep eden açısından önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği açık olduğu, İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde teminat miktarına ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı, yüksek miktarda teminat aranmasının hakkın kullanılmasının önüne geçeceği, takdiren 10.000,00 TL teminat mukabilinde tasarrufa konu iki adet taşınmaza ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği belirtilerek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Z.K. vekili istinaf dilekçesinde özetle; hakimin takdir yetkisini kullanırken hukuka ve hakkaniyete göre karar vermesi gerektiğini somut olayın özellikleri de dikkate alınarak objektif ve kanunun amacına uygun bir çözümleme getirmesi gerektiğini böylece taraflar arasında menfaat dengesi sağlanarak hukuki güvenlik ilkesi ve adalete erişim hakkı korunacağını, iş bu davada dava değeri yaklaşık 2 milyon TL olmasına karşın mahkemenin kanunun verdiği “takdir yetkisine sığınarak” 10 bin TL gibi sembolik bir teminata hükmettiğini, bu kararın mahkemenin henüz tam bir yargılama yapmadan davacının iddiasına üstünlük tanıdığı anlamına gelmekte olup hakimin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, zira ihtiyati haciz kararının dava süresince devam eden bir karar olduğundan müvekkilinin ihtiyati haciz konulan taşınmazından yararlanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin menfaatlerinin daha fazla zedelenmemesi için söz konusu taşınmazın değeriyle orantılı bir teminata hükmedilmesi gerektiğini, bu bakımdan dava değerinin % 0,5’i üzerinden değil, %40’ından az olmamak üzere teminata karar verilmesinin hakkaniyete uygun olacağını, teminat konusunda mahkemece yeterli gerekçe gösterilmeden salt takdir yetkisine dayanılmış ve teminatın belirlenmesinde tek ölçüt olarak takdir yetkisinin kullanıldığını, somut olayda mahkemenin keyfi davranarak takdir yetkisini kötüye kullandığını, basmakalıp ifadelerle oluşturulan gerekçenin noksanlığı da göz önüne alındığında söz konusu ara kararın kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir.

Talep; İİK’nın 277 ve izleyen maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında, mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddi dair verilen ara kararının kaldırılmasına ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

Davacı tarafından davalı borçlu A.Ç. hakkında İstanbul 3 İcra Müdürlüğünün 2020/13396 Esas ve İstanbul 3 İcra Müdürlüğünün 2020/13398 Esas sayılı dosyalarında icra takibi yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini davalı A.Ç.’in adına kayıtlı Şanlıurfa ili H.iye İlçesi M.ca Köyü 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazı Davalı M.U.’a, 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazını Z.K.’a sattığını belirterek tasarrufun iptali ve taşınmazlar kaydına temanatsız ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş, mahkemece 11/12/2020 tarihli tensip tutanağı uyarınca “Davaya konu Şanlıurfa İli H.iye İlçesi M.ca Köyü 123 ada 1 nolu parsel ve Şanlıurfa ili H.iye İlçesi M.ca Köyü 139 ada 1 parsellerdeki taşınmazların davalılar adına kayıtlı olması halinde davalılar hissesine 10.000-TL nakdi teminat veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulması halinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, 29/04/2021 Tarihli duruşmada ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilerek bu hususta 08/03/2021 tarihli ara karar tanzim edilmiştir.

İİK’nın 281/II maddesi gereğince “Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir.

İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. İİK 277 ve devamı maddelerine dayanan Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkrası hükmüne göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Tasarrufun iptali davasının şartlarının yargılama aşamasında mahkemece değerlendirilecek olması gözetildiğinde tasarrufa konu taşınmaz hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinde ve teminatın taktirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, İlk derece Mahkemesince ara kararda belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati haciz şartları somut olayda bulunduğundan itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı Z.K. vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

 KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Davalı Z.K. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına;
3-İstinaf yargılama giderlerinin Davalı Z.K.  üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu İİK’nun 258/3. maddesi uyarınca kesin olmak üzere  oybirliği ile karar verildi.11/06/2021

Gaziantep BAM. 17. HD. 11.06.2021 T. E: 882, K: 879

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu