12. Hukuk Dairesi
-
Alıcının ihale bedelini ödememesi halinde, icra müdürünün, şikayete konu satışa ilişkin ilan tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK’nın 133/1. maddesi uyarınca ihale kararını kaldırdıktan sonra en yüksek teklifte bulunan ikinci kişinin de taşınmazı almaya razı olmaması durumunda taşınmazın tamamlayıcı ihale ile hemen artırmaya çıkartılacağının ve bu süreçte İİK’nın 134. maddesi uyarınca açılan ihalenin feshi şikayetinin sonucunun beklenmesinin gerekmeyeceğinin,
Devamını Oku » -
1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca ticarî işletme rehni sözleşmesinin, ticarî işletmenin ticaret siciline kayıtlı olduğu ticaret sicili çevresinde bulunan noter tarafından, re’sen düzenlenmesi gerektiği, mübrez rehin sözleşmesinin noter onaylaması şeklinde olduğu, taşkın haczin söz konusu olmadığı
Devamını Oku » -
Takip başladıktan sonra, takip konusu olan alacağın bir başkasına devredilmesi (temlik edilmesi) mümkündür. Dosya alacaklısının alacağı üzerine haciz konulmuş olması halinde, üzerine haciz konulan dosyada alacaklının tasarruf yetkisi sınırlanmış olduğundan; alacaklı yahut vekilince üzerine haciz konulan dosyaya haricen tahsil, feragat ve vazgeçme taleplerinde bulunulamayacaktır.
Devamını Oku » -
İİK’nın 72/5. maddesinde, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde takibin duracağı, ilamın kesinleşmesi halinde icranın eski hale iade edileceği belirtilmiş olup menfi tespit davasına ilişkin ilam kesinleşmediğinden, bu ilama dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği
Devamını Oku » -
Tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için yatırılan nakdi teminat ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği, hacizlerin devam etmesi İİK’nın 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağından
Devamını Oku » -
İİK’nın 79. ve 85. maddelerinde icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığı ancak İcra Mahkemesi kararlarının kesin hüküm teşkil etmez ise de aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı İcra Müdürlüğü ya da takip işlemi hakkında verilmeleri ve kesinleşmeleri koşuluyla sonraki şikayet yönünden birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil edeceği,
Devamını Oku » -
Belediye Kanunu madde 15/son’da her ne kadar belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir dense de, bu ifadeden sadece gösterilen bu mal üzerinde haciz yapılabilir anlamı çıkmayacağı, aksi halde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bölümün bir manası kalmayacağı, belediyenin her zaman gösterilen malın borcu karşıladığı ve diğer malların haczinin taşkın haciz olduğu noktasında şikayet yoluna başvurabileceği,
Devamını Oku » -
İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin kararın sonuçlarını doğuracağından takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması gerektiği ayrıca icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün olmadığı, bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale geleceğinden dosyadaki davacı şirket aleyhine tesis edilen hacizlerin de imzaya itirazın kabulüne ve takibin durmasına dair kararın kesinleşmesi ile birlikte ortadan kaldırılması gerekeceği-
Devamını Oku » -
Takip dosyası incelendiğinde, taşınmazlara müteaddit defalar haciz konduğu, ancak hacizlerden sonra İİK’nun 106-110. maddeleri gereğince süresi içerisinde satış istenmediği, her ne kadar …………. tarihinde bir miktar satış avansı yatırılmış ise de geçerli bir satış talebinin yapılmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
Devamını Oku » -
İİK 106 – 110 gereğince hacizlerin kaldırılmasına ilişkin üçüncü kişinin şikayeti üzerine verilen kararının kesin nitelikte olmadığı- Paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından, icra dosyasına konulan hacizle ilgili olarak, 1 yıllık sürenin hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması ve paranın icra dosyasına celbi talebinin, satış talebi gibi değerlendirilmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
Şikayetçi üçüncü kişinin talebi, alacaklının talebinden bağımsız ve süresinde satış istenmediği gerekçesi ile İİK’nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup, üçüncü kişinin bu isteminin harca tâbi olmadığı, bu nedenle, icra müdürlüğünün harçların yatırılmasına ilişkin işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün şikayete konu işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK’nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiştir.
Devamını Oku » -
TTK’nın 818/1. maddesinin (c) bendinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 678. maddesinde; “Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almaktadır. Borçlunun atmış olduğu imzadan sorumluluğu için senet üzerinde imzasının bulunması yeterli olup, ayrıca isminin yazılı olması da gerekli değildir.
Devamını Oku » -
Türk Medeni Kanunu’nun 684. maddesi uyarınca bütünleyici parça (mütemmim cüz), yerel adetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı için taşınmazdan ayrı (bağımsız olarak) haczedilemez.
Devamını Oku » -
Şikâyet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukuki bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir. Şikâyet, icra takibinin taraflarına veya hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukuki bir çaredir
Devamını Oku » -
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Devamını Oku » -
İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak böyle bir durumda borçlu, ihtarnamede kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.
Devamını Oku » -
Borçlu tarafından takip talebine ve ödeme emrine eklenen kira sözleşmesine karşı çıkılmamış takip talebinde tahliyesi istenilen taşınmaz adresi ile takip talebine eklenen kira sözleşmesindeki taşınmaz adresinin birbirinden farklı olduğu itirazının ileri sürülmediği, davalı kiracının kira akdine itirazının bulunmadığı nazara alındığında taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin kesinleştiği, bu durumda takip talebinde yazılı olan kiralanan taşınmaz bakımından borçlunun temerrüdünün gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
İİK. mad. 79/1 uyarınca icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekeceği- İİK. mad. 85/1 uyarınca borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarının haczolunacağı- İİK. mad. 85 ve 79 uyarınca icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığı
Devamını Oku » -
2577 sayılı Kanun uyarınca; takip alacaklısının kararın tebliğ tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için tecil faizi talep etmesinde ve ilamın infazı için kesinleşmesine gerek olmayan ilamlardan olması hasebiyle alacak kalemlerine faiz işletilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı-
Devamını Oku » -
İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında ilamın aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesinin mümkün olduğu- Bu ilam doğrultusunda şikayetçi (üçüncü kişi) borçluya (ilk) takip dosyasından icra emri tebliğ edilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali hükmüne dayalı olarak ayrı bir icra takibi başlatılması halinde, “üçüncü kişinin, asıl icra takibinin borçlusu olmadığından tasarrufun iptali davasına dayalı olarak ayrı takip başlatılmasında usule aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle “şikayetin reddine” karar verilemeyeceği
Devamını Oku » -
Tasarrufun iptali ilamı gereğince üçüncü kişinin sorumluluğu icra takibine konu asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olduğu- İlamda faiz konusunda bir hüküm bulunmasa bile icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyen ilamda hüküm altına alınan alacağa karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğinden, üçüncü kişinin sorumluluğunun asıl alacak ve ferileri ile tasarrufun iptali ilamının karar tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen yasal faiz ile sınırlı olduğu
Devamını Oku » -
Alacaklılar tarafından ibraz edilen tasarrufun iptali ilamı kapsamında alacaklıların haciz taleplerinin değerlendirilmesi ve taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin hükmün bulunmadığı, haciz yetkisi verilen tasarrufunun iptali ilamının icrası için kesinleşmesinin gerekli olmadığı düşünülerek haciz talebinin reddine ilişkin şikayette sonuca gidilmesi gerektiği
Devamını Oku » -
Borçluya karşı tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerini, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan, bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-
Devamını Oku » -
Tasarrufun iptali davasının, İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşmesi halinde, aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesi mümkünse de, bu durumda, ilam doğrultusunda üçüncü kişiye icra emri tebliğ edilmesi gerekeceği, üçüncü kişiye icra emri tebliğ edilmeden malvarlığına doğrudan haciz konulamayacağı-
Devamını Oku » -
-Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38, hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan %9,10 oranında tahsil harcı alınması gerektiği -150/c şerhinin kaldırılması talebi- Tahsil harcı- Taşınmazlardan birinin satılması durumu- Toplam alacak- İpotek limiti-
Devamını Oku » -
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz” hükmüne yer verildiği, fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen bu istisnai düzenlemeden anılan Kanunun 143. maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı-
Devamını Oku » -
Borçlu şirket tarafından Kocaeli İcra Müdürlüğü kanalı ile gönderilen itiraz dilekçesinin icra dairesi olarak “İstanbul 18. İcra Müdürlüğü” yerine “İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü”ne hitaben yazıldığı, sayısının ve tarafların aynı olduğu, sadece icra müdürlüğünün adının farklı olduğu görüldüğünden, itirazın geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı şeklindeki yorumun hak kaybına neden olacağı-
Devamını Oku » -
Her ne kadar imza sirküleri ve ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabında borçlu şirket yetkilisi olarak itirazda bulunan kişinin ödeme emrinin tebliği ve itiraz tarihleri itibariyle temsil yetkisinin sona erdiği, görev süresinin uzatıldığına dair herhangi bir kararın da mevcut olmadığı görülmüş ise de TBK’nın 513. maddesinin son fıkrasına göre borca itiraz acele ve şirketin menfaatine olacak işlerden olduğundan temsil süresi sona ermiş olsa da yapılan itirazın geçerli olduğu-
Devamını Oku » -
İİK’ nın 62. maddesinden kanun koyucunun borca tamamen itiraz halinde aradığı tek unsurun, borçlunun borca itiraz etme yönündeki iradesini ortaya koyması olduğu; maddi hata yaparak borca itiraz dilekçesi yerine gönderilen dilekçenin UYAP sisteminden borçlu şirkete ait vekaletname ile birlikte, borca itiraz süresi içerisinde, borca itiraz talebi adı altında gönderilen, dosyaya yanlış bir dilekçe halinde sunulan itiraz dilekçesinin maddi hatadan kaynaklanması nedeniyle doğru dilekçenin esas alınması gerekeceği-
Devamını Oku » -
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesindeki düzenlemede “muaflıktan” değil “istisna”dan söz edilmekte olup, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur.
Devamını Oku »