2015 ve Öncesi Yıllar8. Hukuk DairesiFaizTakip Açılış

Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya dair hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebilir. Alacaklının daha önce başlattığı takipte, eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibiyle istemesinde yasal bir engel yoktur.

ÖZET : Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya dair hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebilir. Alacaklının daha önce başlattığı takipte, eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibiyle istemesinde yasal bir engel yoktur. Önceki takip dosyası celbedilerek gerektiğinde ilamdan doğan faiz alacağı yönünden ilk takipte yapılan ödemeler de nazara alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle denetiminin sağlanması ve karar verilmesi gerekir.

 

8. Hukuk Dairesi         2013/5732 E.  ,  2013/9654 K.

  • ASIL BORCA BAĞLI HAK VE BORÇLARIN SONA ERMESİ
  • FAİZ ALACAĞI
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 113
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 131

“İçtihat Metni”

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R
Alacaklı, Bakırköy 5.İş Mahkemesi’nin 17.05.2010 tarih ve 2007/ 1245 Esas, 2010/508 Karar sayılı ilamına dayalı olarak, İstanbul 33.İcra Müdürlüğü’nün 2012/27505 Esas sayılı dosyasından yaptığı icra takibinde bakiye faiz alacağının tahsilini talep etmiş, borçlu vekili aynı ilama dayalı olarak İstanbul 32. İcra (öncesi Beyoğlu 1.İcra) Müdürlüğü’nün 2010/29437 Esas sayılı dosyasıyla aleyhe yapılan icra takibinde ilama dayalı işçi alacaklarının ödenerek dosyanın infaz edildiğini, yeniden takip yapılmasının hatalı olduğunu, ödemelerin çekincesiz tahsil olduğunu bildirerek takibe konu alacağın ödenmiş olması nedeniyle takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece davanın kabulüne ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Faiz alacağına Mahkeme ilamında hükmedildiğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 131. (818 sayılı BK’nun 113/2) maddesi uyarınca (halin icabından anlaşılan durum gereği), bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebilir.
Somut olayda, alacaklının daha önce başlattığı takipte, eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibi ile istemesinde yasal bir engel yoktur. Mahkemece önceki takip dosyası celbedilerek gerektiğinde ilamdan doğan faiz alacağı yönünden ilk takipte yapılan ödemeler de nazara alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle denetiminin sağlanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davalı-alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366 ve HMK’nun 371.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 20.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 


T.C.
YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E: 2015/13185

K: 2015/18326
T: 09/12/2013

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Alacaklı vekili, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kamulaştırmasız el atmaya ilişkin 07.09.2011 tarih ve 2010/110 Esas, 2010/454 Karar sayılı ilamına dayalı olarak, İstanbul 33.İcra Müdürlüğü’nün 2011/10782 Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ilamdan kaynaklanan alacaklarının faizleri ile birlikte tahsili için 22/12/2011 tarihinde başlattığı takip devam ederken, dayanak ilamın 29/11/2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine aynı takip dosyasına sunduğu bila tarihli dilekçesi ile dayanak ilamın kesinleşme tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranlarının uygulanmasını ve dosya kapak hesabı yapılarak borçluya ödeme muhtırası gönderilmesini istemiş; İcra Müdürlüğü’nün 09/04/2013 tarihli kararı ile takip talebinde yasal faiz istenmiş olduğundan talebin reddine karar verilmesi üzerine alacaklı vekili İcra Mahkemesi’ne başvurarak işlemin iptalini talep etmiş; Mahkeme’ce İcra Müdürlüğü’nün takip talebi ile bağlı kalacağı ve kesinleşme sonrası kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasından doğan eksik faiz kısmı için yeni bir takip yapılabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 131. (818 sayılı BK.nun 113/2) maddesi uyarınca (halin icabından anlaşılan durum gereği), bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebilir.

İcra takibine konu kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam takip tarihinden önce kesinleşmiş ise alacaklı başlattığı takipte eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından, o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını yeni bir icra takibi ile istemesi gerekir.

İcra takibine konu kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam takip tarihinden sonra kesinleşmiş ise ancak bu tarihten sonra Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 46/son maddesi hükmüne göre faiz istenebileceğinden bakiye faiz alacağı aynı dosya üzerinden istenebilir.

Somut olayda; İcra takibine konu kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam takip tarihinden sonra kesinleştiğine ve alacaklı başlattığı takipte fazlaya dair haklarını saklı tuttuğuna göre alacaklı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 46/son maddesi hükmüne göre bakiye faiz alacağını aynı dosya üzerinden isteyebilir. Bu durumda, Mahkeme’ce şikayetin kabulüne ve şikayete konu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu