12. Hukuk Dairesi2023 YılıTakip Açılış

Takip dayanağı ilamda hükmün eda hükmü içermediği, dolayısı ile ilamlı takibe konu edilemeyeceği-

Takip dayanağı ilamda hükmün eda hükmü içermediği, dolayısı ile ilamlı takibe konu edilemeyeceği-

Taraflar arasındaki takibin iptali istemine yönelik şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile Manisa 3. İcra Müdürlüğünün 2021/3995 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin iptaline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ………. tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;

1-Şikayet konusu takip dosyası ile davacı müvekkili hakkında verilen 29.08.2019 tarihli ilam dayanak alınarak 4-5 örnek ilamlı icra takibine geçildiğini,

2-Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/51 Esas sayılı dosyası, İzmir BAM 5. HD’ nin 2017/112 Esas, 2017/96 Karar ve 01.03.2017 tarihli kaldırma kararı öncesi takip dayanağı ilam dosyasının devamı olup davalı idarenin, davacı müvekkiline ait Manisa İli ……..İlçesi 6668 nolu parsele ilişkin kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili talebine ilişkin olduğunu,

3-İzmir BAM 5. HD’ nin kaldırma kararı sonrası Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/51 Esas sayılı dosyası ile yargılamaya devam edildiğini ve davalı idare vekili tarafından dosyaya sunulan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ nın 03.07.2019 tarih ve 2019/2128 sayılı Encümen Kararı ile dava konusu parselin kamulaştırılmasından vazgeçilmesine karar verildiği bildirildiğini,

4-Manisa 3. İcra Müdürlüğü 2021/3995 Esas sayılı dosyasından gönderilen icra emrinde “Kamulaştırma bedelinin iadesi (Yıllık Adi Kanuni Faizi ile birlikte)” ve “İşlemiş faiz” adı altında farklı miktarlardaki alacakların tahsili istenildiğini,

5-Manisa 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/3995 Esas sayılı dosyasına dayanak gösterilen Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 29.08.2019 tarih ve 2017/51 Esas, 2019/273 Karar sayılı kararı ilamlı icra takibine konu edilebilecek nitelikte bir karar olmadığını,

6-Takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında ise, kamulaştırma bedelinin iadesi yönünden belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup karar eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, yani kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte iadesine de karar verilmediğini,

7-İş bu nedenlerle anılan mahkeme kararı ilamlı icra takibine konu edilemeyecek nitelikte olduğu fakat gerek asıl alacak kalemi yönünden gerekse işlemiş faiz alacağı kalemi yönünden başlatılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu,

8-Dolayısı ile icra emrinde tahsili talep edilen alacak kalemleri yönünden takibe konu ilamın bir eda hükmü içermediği ve kararın bu kalemler yönünden ilam niteliğini haiz olmadığı iddiaları ile müvekkili aleyhine başlatılan şikayete konu ilamlı icra takibinin açıkça usul ve yasaya aykırı olup dava sonuna kadar İİK md. 22 hükmü gereğince takibin tedbiren durdurulması ve neticeten takibin ve icra emrinin iptali amacıyla iş bu şikayet başvurusunda bulunmak gerektiğini,

9-İcra dosyası kapsamının karar vermek için yeterli olduğunu, yargılama aşamasında toplanacak başkaca bir delil de bulunmadığından, duruşma açılmasına ve yargılama yapılmasına gerek olmaksızın evrak üzerinde inceleme yapılarak, şikayetin kabulü ile anılan ilamlı takibin ve icra emrinin iptaline, mahkemece yargılama yapılması uygun görülür ve duruşma günü tayin edilir ise ileride telafisi imkansız sonuçlar doğmaması adına tensiple birlikte icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin gerekçeli kararında özetle; takibe dayanak olan Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.08.2019 tarihli 2017/51 E. 2019/273 K. sayılı ilamının hüküm kısmında ” 1-Kamulaştırmadan vazgeçilmesi sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı belediye tarafından davalıya ödenen kamulaştırma bedelinin davalıdan alınarak davacı belediyeye iadesine…” şeklinde karar verildiğinin anlaşıldığı ve hüküm kısmında belirtilen ve bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin miktarı belli olup likittir ve anılan ilam tespit niteliğinde olmayıp eda hükmü içermektedir. Davacı borçlular adına bankaya ödenen miktarın tespitinin yargılamaya muhtaç olmadığı, öte yandan faiz miktarına yönelik bir itirazı olmamakla birlikte ilamda faize ilişkin hüküm bulunmaz ise karar tarihinden itibaren yasal faiz istenilebileceğinden faiz istenilmesinde de yasaya aykırı bir yön bulunmadığı o halde yapılan takibin usul ve yasaya uygun olduğu ve şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … (asıl/vekili) istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında kamulaştırma bedelinin iadesi yönünde belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup, kararın eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, kamulaştırma bedelinin faiziyle birlikte iadesine de karar verilmediğini, bu nedenlerle mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilemeyecek nitelikte olup takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına usul ve yasaya aykırı takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile anılan takibin iptaline karar verilmiştir.

Özetle; takibe dayanak yapılan ilamda “1-Kamulaştırmadan vazgeçilmesi sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı Belediye tarafından davalıya ödenen kamulaştırma bedelinin davalıdan alınarak davacı Belediyeye iadesine….” şeklinde karar verildiği, takibin dayanağı ilamda miktar belirtilmediği, hüküm fıkrasında önceki ilama atıfta bulunmadığı bu haliyle alacağın likit olmayıp hükmün eda hükmü içermediği anlaşıldığı ve mahkemece dayanak ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine dair kararın isabetsiz olduğu belirtilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Özetle; takip konusu ilamın tespit ilamı olmadığı, hüküm kısmında açık ve net bir şekilde eda hükmü tesis edildiği, bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin miktarının belli ve likit olduğu, aksine bir yorum durumunda usul ekonomisi ilkesine aykırı olarak ayrıca başka bir dava daha dava açılması gerekeceği ve yine kamulaştırma bedelinin iadesine yönelik hükümde faize yer verilmemiş olmasının hükmü tespit hükmü haline getirmeyeceği, faize hükmedilmemiş ise karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği iddiaları ile temyiz talebinin kabulü ile işbu temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep olundu.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, takibin iptali istemine yönelik şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK 41. Madde ve İİK 16. Madde ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih, 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararı ve sair ilgili mevzuat.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Alacaklının, ilamlı icra takibi yapabilmesi için, elinde bir mahkeme ilamı veya kanunların mahkeme ilamı niteliğinde saydığı bir belgenin bulunması gerekir.

3. Mahkeme kararının taraflardan her birine verilen hüküm nüshasına ilam denir. “İlamın icra edilebilmesi için yargılamaya son vermesi ve uyuşmazlığı esastan çözümlemesi yeterli değildir. Ayrıca, onun cebri icraya elverişli bir nitelik taşıması gerekir. İlamın cebri icraya elverişli bir nitelik kazanabilmesi ise, onun ‘verme’, ‘yapma’ ya da ‘yapmama’ şeklinde belirtilen bir eda emrini içermesine bağlıdır… Buna karşılık, bir eda emrini içermeyip, sadece bir hukuki ilişkinin varlığını ya da yokluğunu tespit eden ilamlarla, yeni bir hukuki durum yaratan veya var olan bir hukuki durumu ortadan kaldıran ya da onu değiştiren ilamlar, nitelik itibariyle cebri icraya elverişli değildirler…” (TANRIVERDİ, S. İlamlı İcra Takibinin Dayanakları ve İcranın İadesi, 1996, s: 43)

4. Ayrıca; edaya ilişkin ilamın icra edilebilecek kısmı ‘hüküm fıkrası’dır. Bunun dışındaki kısımlar örneğin gerekçede belirtilen kısımlar icra edilemezler. İcra dairesi de ilamların hüküm bölümünü aynen infazla görevlidir. Ne icra dairesi ve ne de icra mahkemesi, hükümde yer almayan bir hususta yorum yoluyla sonuca gidemez.

5. Somut olayda; takip dayanağı ilamda hükmün yukarıda da ifade olunduğu şekilde eda hükmü içermediği dolayısı ile ilamlı takibe konu edilemeyeceği açıktır.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 18.01.2023 T. E: 2022/7928, K: 272

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu