Tasarrufun İptaliYargıtay Kararları

Muvazaa (TBK 19) hukuksal nedenine dayalı iptal davasına konu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından da elden çıkarılması ve davacının tazminat talebinde bulunması halinde, davacının talebinin haksız fiil niteliğindeki eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini de kapsadığının kabulü ile bu doğrultuda değerlendirilme yapılması gerektiği-

Muvazaa (TBK 19) hukuksal nedenine dayalı iptal davasına konu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından da elden çıkarılması ve davacının tazminat talebinde bulunması halinde, davacının talebinin haksız fiil niteliğindeki eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini de kapsadığının kabulü ile bu doğrultuda değerlendirilme yapılması gerektiği-

 Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, davalı İ. hakkında takip yaptıklarını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalı kızı Ö.’e sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesi talep etmiştir.

Mahkemece, davanın İİK’nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın usulden reddine dair karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20/06/2017 tarih 2016/6509 Esas -2017/7003 Karar sayılı ilamı, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki 02/07/2015 tarihli oturumdaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, somut olayda davacı vekilinin, borçlu hakkında takip yaptığı ve alacaklı olduğu, dava konusu taşınmazların borcun doğumundan sonra davalı kızına devredildiğinin anlaşıldığı, ancak dosya içeriğindeki tapu kayıtlarından dava konusu taşınmazların üçüncü kişi Özlem tarafından dava dışı şahıslara devredildiği görüldüğünden, mahkemece, dava konusu taşınmazların davalı Özlem tarafından devir edilen şahıslar ve varsa bundan sonraki devir edilen şahıslarında davaya dahil edilerek, tüm bu kişiler yönünden de muvazaanın varlığı TBK’nun 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davacnın verilen süre içerisinde taraf teşkilini sağlamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde borçlu İlsev’in müvekkiline olan borcunu ödememek için dava konusu taşınmazları diğer davalı kızı Özlem adına tescil ettirerek müvekkilinden mal kaçırdığını, alacağın tahsilini imkansız hale getirdiğini , taşınmazların el değiştirdiğinden, alacağın davalı Özlem ‘den tahsilini talep etmiştir.

Bozma ilamında her nekadar , dava dışı şahısların davaya dahilinin sağlanması istenilmiş ise de dava dilekçesinde açıkca taşınmazlar el değiştirdiğinden, tazminat talebi olduğu da belirtildiği, bu açıklamanın BK’19. maddesindeki haksız fiil niteliğindeki eylem nedeni ile uğranılan zararın tazminini de kapsayacağından, davacı vekilinin tapu maliklerini davaya dahil etmeyerek, salt tazminat isteminde bulunmuş olduğundan, davanın davacı nın talebi doğrultusunda değerlendirilerek, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

4. HD. 08.02.2022 T. E: 2021/1323, K: 1886

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu