12. Hukuk Dairesi2023 YılıMenfi Tespit

Duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği-

Duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki icra memur işlemini şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi S.a Uyar tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, alacaklı tarafından başlatılan takibe itiraz ettiklerini, akabinde alacaklının alacağını üçüncü kişiye devrettiğini, takibin durmasından sonra alacaklının arabuluculuk yoluna başvurduğunu ve alacak miktarının 134.100 TL olduğu noktasında anlaştıklarını, alacaklının borçlu olduğu bir başka icra dosyasından gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine 80.000 TL ödeme yapıldığını, alacaklının ise arabuluculuk sonrası düzenlenen belge ile ilgili icra edilebilirlik şerhi aldığını, belgeyi takibe sunarak icra işlemlerine devam ettiğini ancak duran takibe arabuluculuk kararınının sunulması ile devam edilemeyeceğinden icra mahkemesine şikayette bulunduklarını, takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, arkasından menfi tespit davası açtıklarını ve mahkemeden %15 teminat mukabili icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı aldıklarını, icra takibinde ise üçüncü kişilere gönderilen 89/1 haciz ihbarnameleri ile 568.110.94 TL ödeme yapıldığını, müdürlükten dosyaya nakit olarak yatan paranın teminat mektubu mukabili kendilerine verilmesi taleplerinin müdürlükçe İİK’da buna ilişkin bir düzenleme bulunmadığından reddedildiğini, takibin fiilen durduğunu, haksız takip neticesinde müvekkilinin müşterileri tarafından icra veznesine yatan bedelin müvekkilleri tarafından kesin ve süresiz teminat mektubu sunulması halinde müvekkile ödenmesini talep etmek zorunda olduklarını bu nedenlerle şikayetin kabulü ile dosya borcu kadar kesin ve süresiz teminat mektubu sunulması halinde dosya içerisindeki meblağın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının talebine yönelik icra ve iflas kanununda açık bir düzenleme bulunmadığı, İİK m.142/a kapsamında yer alan düzenlemenin sıra cetveline itiraz halinde teminat karşılığı ödemeye ilişkin olduğu, davaya konu uyuşmazlıkla hukuki durumun aynı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekilince; somut uyuşmazlıkta taleplerinin menfi tespit dosyası kapsamında hükmedilen icra dosyasına yatan paraların alacaklıya ödenmemesi tedbiri nedeniyle dosyada kalan paranın müvekkile kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulması karşılığında ödenmesi olduğunu, İİK’da buna ilişkin bir düzenleme bulunmaması nedeni ile kıyas yoluyla boşluğun doldurulması gerektiğini, teminat mektubunun Türk Borçlar Kanunu 128. maddesi kapsamında üçüncü kişinin fiilini üstlenme şeklinde bir garanti sözleşmesi olduğunu İİK’nın 142/a maddesinin kıyas yolu ile uygulanması gerektiğini, diğer bir düzenlemenin ise İİK’nın 72. maddesinde bulunduğunu, menfi tespit davası sonrasında %115 teminat ile takibin durduğunu, alacaklı zararına bir işlem yapılmadığını, paranın menfi tespit davası süresince bekleyeceğini, bu durumun davacının zararına olduğunu, kesin ve süresiz teminat mektubunun nakit para yerini tutacağını belirterek dosya borcu kadar kesin ve süresiz teminat mektubu sunulması halinde dosya içerisindeki meblağın müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, karar tarihi itibari ile takibin icra hukuk mahkemesi kararı ile durdurulduğu, duran bir takipte icra veznesindeki paranın teminat mukabili borçluya iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine menfi tespit davasında verilen karar ise icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde olup yapılacak yargılama sonrasında alacağın varlığının tespiti halinde alacaklının başka hiçbir işleme gerek kalmadan icra veznesindeki parayı tahsil edebilmesi gerektiği gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekilince, istinaf dilekçesi içeriğindeki iddialarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık genel haciz yolu ile ilamsız takipte 08.12.2020 tarihli nakit olarak bulunan borç ödemesinin teminat mektubu ile değiştirilmesi isteminin reddine dair şikayet başvurusuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İİK’nın 72, 142/a,16 ve devamı maddeleri

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 14.02.2023 T. E: 2022/8187, K: 821

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu