Kira Alacakları Takibi
-
Boş olarak altı imzalanıp verilen Tahliye Taahhütnamesinin üstünün taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının tanıkla ispatının olanaklı olmadığında; ancak yazılı delille ispatı gerektiğinde ve yazılı delil de yoksa dayanılmış olması koşuluyla yemin delilinin söz konusu olabileceği
Devamını Oku » -
Süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- İcra mahkemesince dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmişse de, davalı tarafça İİK. 275/2 uyarınca kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı alacaklının, İİK 272 uyarınca, dönem sonunda takip yaparak tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Devamını Oku » -
Borçlu tarafından takip talebine ve ödeme emrine eklenen kira sözleşmesine karşı çıkılmamış takip talebinde tahliyesi istenilen taşınmaz adresi ile takip talebine eklenen kira sözleşmesindeki taşınmaz adresinin birbirinden farklı olduğu itirazının ileri sürülmediği, davalı kiracının kira akdine itirazının bulunmadığı nazara alındığında taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin kesinleştiği, bu durumda takip talebinde yazılı olan kiralanan taşınmaz bakımından borçlunun temerrüdünün gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Takip talepnamesindeki “.. başlangıç tarihli kira sözleşme metni ile tahliyesi” ibaresinden alacaklı tarafından tahliye yolunun da tercih edildiğinin anlaşıldığı- Takip dayanağı kira sözleşmesinden kiralanan yerin adresi belli olduğundan ayrıca tahliye adresinin gösterilmesi zorunlu olmadığı- Mahkemece tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri üzerinde durularak karar verilmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
İ.İ.K.’nun 269/2. maddesi hükmüne göre borçlunun itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılacağı, davalı borçlu ödeme emrine yaptığı itirazda takip dayanağı sözlü akdi inkar etmeyip, borca itirazda bulunduğundan kira ilişkisinin ve borç miktarının kesinleştiğinin kabulü ile
Devamını Oku » -
İİK. mad. 269/2 uyarınca, itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmeyen borçlunun akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılacağı- Davalı borçlu ödeme emrine yaptığı itirazda takip dayanağı sözlü akdi açıkça inkar etmeyip, borca itirazda bulunduğundan kira ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü zorunlu olup davalının borcu olmadığı iddiasını İİK’nin 269/c maddesine göre ispatlaması gerektiği ve bu nedenle, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahsedilemeyeceği
Devamını Oku » -
Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın aylık kira miktarına yönelik olduğu, davacının alacaklı aylık 750,00 TL üzerinden takip başlattığı, davalı borçlunun şirket aylık kira bedelinin 250,00 TL olduğunu belirterek aylık kira miktarına karşı çıktığı, kiraya verenin aylık kira miktarını, kiracının kira bedelini ödediğini kanıtlaması gerekeceği, alacaklı kira parasının ne miktar olduğunu İcra İflas Kanunu’nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayamadığından, mahkemece, davalının bildirdiği aylık kira miktarı dikkate alınarak işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Devamını Oku » -
Borçluya, aynı takip dosyasında itirazın iptali/kaldırılması ilamı ile hükmedilen icra inkar tazminatı, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ek takip talebi ile icra emri gönderilmesinde yasaya aykırılık yok ise de, takip talebinde yer alan asıl alacak miktarı ve güncellenmiş faiz alacağı yönünden mükerrer olacak şekilde icra emri gönderilmesi ve ilama aykırı şekilde itirazın iptali ilamında yer almayan yeni borçlular ilave edilmek sureti ile icra emri düzenlenmesinin yasaya aykırı olacağı-
Devamını Oku » -
Tahliye taahhütnamesindeki tanzim ve tahliye tarihlerinin elle tamamlanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Taahhüdün tanzim ve tahliye tarihleri kısmının boş olarak düzenlenip davacıya verilmiş olduğu kabul edilse bile, kiracı davalı bu şekildeki boşa imza atmakla davacıya istediği tarihi doldurma yetkisi vermiş olduğundan bunun sonucuna katlanması gerektiği- Tarih kısmında “…/…200..” ibaresinin bulunuyor olması nedeniyle bu kısmın sınırlı şekilde 2009 veya 2010 olarak düzenlenebileceği 2011 olarak yazılmasının davalının iradesine uygun düşmediği şeklindeki mahkeme kabulünün hatalı olduğu-
Devamını Oku » -
Alacaklı yanca ödenmeyen kira alacaklarının tahsili ve tahliye amacıyla tedbir kararından sonra takip başlatılmış olup ara kararda belirtilen İİK.’nin 294/1. fıkrası gereği mühletten sonra kira alacaklarına ilişkin takip yapılamayacağından, İlk Derece Mahkemesince; ‘tahliye talebinin reddine’ karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğünce “tahliye talebi” içermeyen takip talebine dayalı olarak örnek 13 ödeme emri gönderilemeyeceği, gönderilse bile alacaklının, böyle bir ödeme emrine dayanarak taşınmazın tahliyesini isteyemeyeceği- Davalı borçlu kiracının ödeme olgusunu ispat edemediği, uyarlama davasının, icra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasında bekletici mesele yapılması savunmasının, tahsil talebine konu edilen kira dönemi ve icra hukuk mahkemesinin özel yargılama usulü dikkate alındığında yerinde olmadığı-
Devamını Oku » -
Kira sözleşmesinde belirli bir giderin kiracıya ait olduğunun belirtilmiş olması, o giderin kira borcundan sayılmasını gerektirmez. Kiracı, kira sözleşmesinde yakıt gideri, kapıcı parası, su parası, elektrik parası, aidat gideri gibi yan giderleri ödemeyi üstlenmiş olsa dahi, sözkonusu giderler asıl kira borcu olmayıp, asıl kira borcunun eklentisi niteliğinde olduğundan, anılan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi tahliyeye neden olmaz.
Devamını Oku » -
Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de “tahliye davası” açabileceği ve sulh hukuk mahkemesinden alacağı tahliye ilamını, İİK.’nun 26. maddesine göre ilamlı icra takibine konu edebileceği; buna karşın İİK.’nun 269/d ve 274/son maddelerinde, aynı kanunun 67. maddesine gönderme yapılmamış olduğundan, sulh hukuk mahkemesinde “itirazın iptali ve tahliye davası” açıp bu dava sonucunda aldığı ilama dayanarak “ilamsız tahliye” takibinde bulunamayacağı-
Devamını Oku » -
İİK.nun 269 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesine başvurup tahliye kararı alması gerekirken, bu yolu tercih etmeyip sulh hukuk mahkemesine dava açarak aldığı tahliye kararına dayanarak takibe devam edilmesini istemiştir. İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2017/38247 sayılı dosyasında icra takibinin sürdürülebilmesi için İİK.nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesinden karar alması zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemesinden almış olduğu tahliye kararına dayanarak bu dosyada takibi sürdürmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır (
Devamını Oku » -
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faizli alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Devamını Oku » -
Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı- Kiracı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı önce bila tebliğ iade edilmesi ve kiracı borçlunun takipten haricen haberdar olup takibe itirazından sonra borçluya tebligat yapılmış olması halinde, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşıldığından, borçlu kiracının itirazı geçerli olup takibin duracağı ve bu durumda da kiralayan alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile kiracı borçlu hakkında tahliye şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
Davacı temerrüt ihtarnamesinde dördüncü kira yılına ait yıllık kira bedelinin istemiş olup, ihtarnamenin keşide tarihi itibariyle dördüncü yıl kira bedeli muaccel olduğu, temerrüt ihtarnamesinin Türk Borçlar Kanununun 315.maddesinde belirtilen yasal unsurları taşıdığı anlaşıldığından, dördüncü yıl kira bedelinin henüz muaccel olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu
Devamını Oku » -
TBK mad. 120. temerrüt faizi düzenlenmiştir. buna göre; Uygulanacak yıllık temerrüt faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği- Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Devamını Oku » -
Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerektiği- Mahkemece davacının alacak istemi açıklattırılarak hangi yıl ve aylar kira paralarının talep edildiği tespit edildikten sonra alacak iddiası ve ödeme savunmasına ilişkin taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Taraflar arasındaki sözleşmenin hususi şartlar 5. maddesinde, kiracının kontrat bitiminde kira bedelini TEFE-TÜFE oranında artırmayı kabul ve taahhüt ettiğinin düzenlendiği, bu şartın geçerli olup tarafları bağlayacağı, mahkemece, aylık kira bedelinin ve kira artış farkının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden önceki uzamalarda sözleşmenin 5.maddesindeki artış şartı uyarınca, bu tarihten sonra ise Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesindeki sınırlama da gözetilerek ÜFE artış oranını geçmemek üzere ve sözleşme hükmü doğrultusunda belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Davalı tarafından gerek ödeme emri tebliğinden sonraki itirazında, gerekse yargılama sırasındaki savunmasında, davacıların dava ehliyetine karşı çıkılmadığı, yeni malik olduklarının bilinmediğine dair herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, bu durumda, davacıların yeni malik olduğunun ve kira parasının kendilerine ödenmesi gerektiğinin davalı tarafından bilinmekte olduğunun kabulü gerekeceği, bu nedenle, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup anılan maddedeki sürelerin işlemeyeceği, borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesinin yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili olmadığı- Kiralananın satılmasıyla yeni malikin TBK’nun 310. maddesi gereğince kira sözleşmesinin tarafı haline geleceği, bu durumda davacının yeni malik sıfatı ile icra takibi yapmasında usulsüzlük bulunmadığı-
Devamını Oku » -
Kira sözleşmesinin kiraya veren olarak K.P. ve S.P. vekili T.P. ile kiracı olarak “K.D. ve H.Ö. ortaklığı” adına K.K. ve H.Ö. vekili M.Ö. tarafından imzalandığı anlaşıldığından, kiraya verenin K.P. ve S.P. olduğunun, davacı T.P.’nun ise kira sözleşmesini vekaleten imzaladığının kabulü gerekeceği, oysaki davacı T.P.’nin takibi kendi adına başlattığı gibi davayı da kendi adına açtığı, husumetin ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husus olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istemin reddine karar vermek gerekeceği-
Devamını Oku » -
Yeni malikin işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkin olduğu davada, taşınmazı iktisap eden kimsenin dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda, dilerse mülga 6570 s. Kanunun 7/(d) maddesinde öngörülen sürelerden yararlanarak ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabileceği- Mülga 6570 s. Kanun’un 7/(d) maddesi uyarınca iş yeri ihtiyacı nedeniyle açılan tahliye davasının süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için kira sözleşmesinin süresinin bilinmesinin zorunlu olmadığı-
Devamını Oku » -
Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka “kiralayan” tarafından açılması gerekeceği, “kiralayan durumunda olmayan malik” in dava hakkı bulunmadığı, ancak yeni malikin, önceki malikin ve kiralayanın halefi olarak, eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayalı olarak dava açabileceği-
Devamını Oku » -
İcra mahkemelerinde davalının ancak tahliye tarihine kadar kira parası ödemesi ile sorumlu tutulabileceği, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tesbiti yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesinde konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek sürenin 30 gün olarak öngörüldüğü, davaya dayanak icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde 7 günlük itiraz ve 7 günlük ödeme süresinin tanındığının görüldüğü, bu durumda yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Devamını Oku » -
Mahkemece, takip talebinde sadece haciz yolunun seçildiği, tahliye talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu takip dosyasında yer alan takip talepnamesindeki “01/06/2015 başlangıç tarihli kira sözleşme metni ile tahliyesi” ibaresinden alacaklı tarafından tahliye yolunun da tercih edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan takip dayanağı kira sözleşmesinden kiralanan yerin adresi belli olduğundan ayrıca tahliye adresinin gösterilmesi zorunlu değildir.
Devamını Oku » -
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin özel şartlar 6.maddesi ile “Kiracı kontrat bitiminde kira bedelini TEFE-TÜFE Ortalamasına göre veya %8 oranında artırmayı şimdiden kabul ve taahhüt eder” düzenlemesine yer verilerek kira parasının ne şekilde arttırılacağı kararlaştırılmış olup bu hüküm ÜFE oranını aşmamak üzere sözleşme serbestisi çerçevesinde geçerli olup tarafları bağlayacağı ve yenilenen kira dönemlerinde de geçerliğini sürdüreceği-
Devamını Oku » -
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği ve dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi dava dışı eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelemeyeceği- İcra takibinde haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece açılan davanın bekletici mesele yapılmamasının da yerinde olduğu-
Devamını Oku » -
Takip talepnamesindeki “.. başlangıç tarihli kira sözleşme metni ile tahliyesi” ibaresinden alacaklı tarafından tahliye yolunun da tercih edildiğinin anlaşıldığı- Takip dayanağı kira sözleşmesinden kiralanan yerin adresi belli olduğundan ayrıca tahliye adresinin gösterilmesi zorunlu olmadığı
Devamını Oku »
- 1
- 2