Yargıtay Kararları
-
İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur.
Devamını Oku » -
İhale Nedeniyle Alınan KDV- Katma Değer Vergisi’nin tahsil edildiği noktasında tartışma bulunmamaktadır. Bu bağlamda verginin iadesinin muhatabı vergi dairesi olmuştur. Bu kapsamda açılan davada da; 3065 sayılı Kanun hükümleri gereğince katma değer vergisine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevi, idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait bulunmaktadır.
Devamını Oku » -
Sözleşmedeki sürenin bitimini takip eden bir ay içinde kiralayanın, İİK’nun 272. maddesi gereğince icra dairesinden tahliye isteyebileceği gibi, dilerse mahkemeden de tahliye isteminde bulunabileceği, davacı tarafından tahliye talepli icra takibi de süre sonundan bir ay içerisinde davalı aleyhine başlatıldığı, her ne kadar mahkemece dava yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmiş ise de, İİK’nun 275/2. maddesinde belirtilen kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, bu durumda kiralananın vasfının yargılamayı gerektirdiğinden bahsedilemeyeceği-
Devamını Oku » -
Koleksiyonculuk yapan şahsın ölümü halinde koleksiyon mirasçılarına intikal eder. Koleksiyoncu adına envanter defterine kayıtlı olup da koleksiyoncunun borcu nedeniyle haczedilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları, icra müdürlüğünün satış kararı üzerine ilgili müze müdürlüğüne haber vermek şartıyla ve önceliği Bakanlığa ait olmak üzere başka koleksiyonculara ve özel müzelere satılabilir
Devamını Oku » -
Üst sınır (limit) ipoteği sadece ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar alacağı teminat altına almış olduğundan, alacaklının ancak bu limit kadar ipotekli takip yapabileceği- Taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceği
Devamını Oku » -
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur.
Devamını Oku » -
İcra Memurunun, İİK’nun 133. maddesi hükmü uyarınca, taşınmaz kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse, ihale kararını kaldırma yetkisine sahiptir. Bunun dışında, ihalede usulsüzlük bulunsa dahi, icra memurunun, bu hususu kendiliğinden nazara alarak satışın düşürülmesine karar vermesi mümkün değildir.
Devamını Oku » -
Satışa alacaklı dışında bir kişinin katıldığı görülmüş olup, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
İş bu tensip ara kararının, İİK.nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemeyeceği, bir başka anlatımla anılan kararın, mahkemece HMK.nun 389-393/2. maddeleri hükmüne uygun olarak verilmiş bir tedbir kararı olduğu, buna göre infaz edilmesinin gerektiği, icra emri gönderilerek takip yapılamayacağı-
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğünce alacaklının “emekli ikramiyesinin haczine” ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, “borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı” belirtilerek “yeni” bir kararın verilmesinin, “icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği” ilkesine aykırı olacağı
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğü ekranından Takip borçlusunun alacaklı olduğu icra takip dosyalarının sorgulanmasına ilişkin talebin haciz talebi niteliğinde olmadığı, bu talebin takibin yürütülmesine yönelik icra müdürlüğünce alacaklının talebi üzerine yasa gereği yapılması zorunlu olan bir işlem olmadığı
Devamını Oku » -
Sağlık kuruluşunun ruhsat devrinin, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlandığı, devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenlerin (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyeceği, ancak, özel sağlık kuruluşu ruhsatının alınma tarihi 21/03/2014 tarihinden önce ise aktif faaliyet gösterme şartı aranmaksızın devri mümkün olduğundan bu tarihten önce haciz konulmak kaydıyla icra yoluyla ekonomik değeri olması nedeniyle satışının da mümkün olacağı,
Devamını Oku » -
Alacaklı, ödeme emri tebliğinden itibaren yasal bir yıllık süre içinde borçlunun taşınırlarının, taşınmazlarının ve maaşının haczini talep etmiş olmakla alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olduğu anlaşıldığından, alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek olmadığı
Devamını Oku »