Nafaka Alacaklarına İlişkin İcra Takipleri
-
Her ne kadar davacı vekili tarafından takipte birikmiş nafakanın talep edildiği, her ay devam eden nafaka talebi bulunmadığından ve yapılan dosya kapak hesabına göre nafaka borcu ödendiğinden dosyanın kapatılması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin reddi yönündeki icra müdürlüğünün 11/10/2022 tarihli kararının iptali talep edilmiş ise de, takip talebinde borcun sebebi olarak ” İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas 1. Celse ara kararı ” yazıldığı yine alacaklı vekilinin 26/01/2022 tarihli dilekçesi uyarınca her ay devam nafaka taleplerinin bulunduğu, ayrıca İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas dosyasında 01/02/2022 tarihinde karar verildiği ve verilen kararda tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verildiği anlaşılmakla, takibin devam eden aylar nafakasını da kapsadığı, bu nedenle icra müdürlüğünün red kararının ve bu karara ilişkin şikayet sonucunda mahkemenin şikayetin reddi kararının yerinde olduğu
Devamını Oku » -
TMK mad. 328 göre, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin çocuğun reşit olmasıyla sona ereceği, çocuk reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa, bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar dosya borcunun bilirkişi aracılığı ile hesaplanarak, çocuk reşit olduktan sonra ise nafaka alacağının sadece anne yönünden devam edeceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
İlama istinaden yapılan takipte velayeti anneye verilen müşterek çocuk alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuş olup iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
Takibe dayanak ilamda, hükmolunan nafaka bedelinin her yıl ÜFE oranında artırılması hükmünü içeren 2 nolu bendinde, açıkça hüküm tarihinden itibaren ÜFE oranında nafakanın arttırılmasına karar verilmiştir. Nafakanın dava tarihi dikkate alınarak arttırılacağına dair açık bir hüküm bulunmadığından ilamın yorum yoluyla değiştirilmesi mümkün değildir.
Devamını Oku » -
Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesine göre, borç bir mahkeme kararına bağlanmış ise zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekeceği, buna göre mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık istenebilir nafaka miktarı bulunarak sunulan ödeme belgelerine göre borcun bulunup bulunmadığı tespit edilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
Yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemelerin görülmesi halinde, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf bulunmasa dahi bu ödemelerin hakkaniyet kuralları gereğince nafaka borcundan mahsubu gerektiği, borçlu tarafından nafakaya mahsuben ödendiği iddia olunan ödemelerin ahlaki ödemeler olarak nitelendirilmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
Şikâyet tarihi itibariyle boşanma ilâmı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilâmın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilâmla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilâmının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 197-169. maddeleri), bu ilâma dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğünün ÜFE artırım oranını denetleme görevinin olmadığı gerekçesi ile ilama dayalı ek icra taleplerini uygulamaması nedeniyle işlemlerinin iptali istemli davada, alacaklının takip talepnamesini düzenleme hakkına sahip bulunduğundan, icra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul etmeme yetkisi bulunmamakta olup, ödeme emri tebliğ edildiğinde, takip talepnamesinin yasal olmadığı yönünde karşı tarafın şikayet hakkının bulunduğu, bu nedenle icra müdürlüğünün alacaklının takip talepnamesini kabul ederek işlem yapması gerekirken talep edilen ÜFE artırım oranının hatalı olduğu görüşüyle reddetmesinin isabetsiz olduğu
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğünün ÜFE artırım oranını denetleme görevinin olmadığı gerekçesi ile ilama dayalı ek icra taleplerini uygulamaması nedeniyle işlemlerinin iptali istemli davada, alacaklının takip talepnamesini düzenleme hakkına sahip bulunduğundan, icra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul etmeme yetkisi bulunmamakta olup, ödeme emri tebliğ edildiğinde, takip talepnamesinin yasal olmadığı yönünde karşı tarafın şikayet hakkının bulunduğu, bu nedenle icra müdürlüğünün alacaklının takip talepnamesini kabul ederek işlem yapması gerekirken talep edilen ÜFE artırım oranının hatalı olduğu görüşüyle reddetmesinin isabetsiz olduğu
Devamını Oku » -
Borçlunun yurt dışı sigorta mercii tarafından ödenen aylığının haczedilemeyeceği yönünde İİK’nun 82. maddesinin aradığı şekilde özel bir kanun hükmü bulunmadığından, yurt dışından alınan aylığın haczinin mümkün olduğu, borçlunun şikayetinin İİK’nun 83. maddesi kapsamında değerlendirilip, borçlunun hacze konu olan emekli maaşı dışında başkaca aldığı aylık maaş veya benzeri gelirinin olup olmadığı da araştırıldıktan sonra, başkaca aldığı bir maaş veya ücret bulunmaması halinde, borçlunun yurtdışından aldığı emekli maaşı üzerine konulan haczin, İİK’nun 83. maddesi uyarınca 1/4’ünden az olmamak üzere devamına ve fazlasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde haczin tamamının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu
Devamını Oku » -
İcra müdürlüğünün, alacaklı tarafından haricen tahsil edildiği iddia edilen ödemelerin alacaklı tarafça icra dosyasına bildirilmediği sürece, borçlunun talebi üzerine borç hesabında dikkate alması mümkün değildir. Ancak, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki harici ödeme iddiasının İİK’nın 33/2. maddesi uyarınca her zaman icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkündür.
Devamını Oku » -
Çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için anne takip yapabilir. Çocuk, iştirak nafakası ilamını takibe koyamaz. Ergin olmuş olsa bile, ergin olmadan önce tahakkuk etmiş olan nafaka borçları sebebiyle yapılan haczi alacaklı olan annenin talebi olmadan kaldırmak mümkün değildir.
Devamını Oku » -
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairemizin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir.
Devamını Oku » -
Aile mahkemesi ilamına dayalı olarak yoksulluk nafakasının tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinin kesinleşmesinden sonra yapılan protokolün borcu sona erdirmek bir yana, taraflar arasında yeni ihtilaflar ortaya çıkardığı- Kesin hükmün bağlayıcılığı ve değiştirilemeyeceği ve haricen düzenlenmiş bir belgeyle hükmün yorumlanmasının/değiştirilmesinin kabul edilemeyeceği-
Devamını Oku »