12. Hukuk Dairesi2015 ve Öncesi YıllarTehir-i İcra (İİK 36)

Borçlu vekili, Yargıtay’dan her ne kadar icra müdürlüğünce verilen süre içerisinde tehiri icra kararını almış ise de, sözü edilen karar için, İİK.’nun 36/3. maddesinde öngörülen şekilde masrafını verip bu kararı icra dairesine ulaştırmamış, elden aldığı kararı 60 günlük süre geçtikten sonra tarihinde icra müdürlüğüne ibraz etmiş olduğundan, tehiri icra talebinde bulunduğu halde Yargıtay’dan tehiri icra kararı alıp, icra dosyasına ibraz etmeyen borçlunun kusurlu davrandığı

Borçlu vekili, Yargıtay’dan her ne kadar icra müdürlüğünce verilen süre içerisinde tehiri icra kararını almış ise de, sözü edilen karar için, İİK.’nun 36/3. maddesinde öngörülen şekilde masrafını verip bu kararı icra dairesine ulaştırmamış, elden aldığı kararı 60 günlük süre geçtikten sonra tarihinde icra müdürlüğüne ibraz etmiş olduğundan, tehiri icra talebinde bulunduğu halde Yargıtay’dan tehiri icra kararı alıp, icra dosyasına ibraz etmeyen borçlunun kusurlu davrandığı; alacaklınnın, “itirazın iptali kararı üzerine dosyada bulunan paranın tahsil edildiği, ancak borçlunun tehiri icra kararı sunması üzerine icra müdürlüğünce kendilerine İİK.mad. 361 uyarınca muhtıra çıkartıldığı, anılan muhtıranın usul ve yasaya aykırı olduğu”na yönelik icra mahkemesine yaptığı başvurunun kabulü gerektiği-

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Alacaklıların icra mahkemesine başvurusunda, itirazın iptali kararı üzerine dosyada bulunan paranın tahsil edildiğini, ancak borçlunun tehiri icra kararı sunması üzerine icra müdürlüğünce kendilerine İİK’nun 361. maddesi uyarınca muhtıra çıkartıldığını, anılan muhtıranın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini talep ettikleri, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 

Hukuk Genel Kurulu’nun 22.06.2011 tarihli 2011/367 E.-2011/439 K. sayılı kararında, tehir-i icra talebinde bulunulmaması nedeniyle, alacaklının icra takibine devam etmesi ve icra dosyasına yatırılan parayı tahsil etmesinin, yasadan kaynaklanan hakkın kullanılması olarak kabul edilmesi gerektiği; tüm bu işlemlerden dolayı alacaklıya kusur izafe edilemeyeceği; tehiri icra talebinde bulunduğu halde Yargıtay’dan tehiri icra kararı alıp, icra dosyasına ibraz etmeyen borçlunun kusurlu davrandığı kabul edilmiştir. 

Somut olayda, borçlu vekili, Yargıtay’dan her ne kadar icra müdürlüğünce verilen süre içerisinde 15/9/2014 tarihli tehiri icra kararını almış ise de, sözü edilen karar için, İİK.’nun 36/3. maddesinde öngörülen şekilde masrafını verip bu kararı icra dairesine ulaştırmamış, elden aldığı kararı 60 günlük süre geçtikten sonra 26/12/2014 tarihinde icra müdürlüğüne ibraz etmiştir. 

O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. 

SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

12. HD. 12.11.2015 T. E: 13381, K: 27857

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu